Bence öncelikli olarak bölüm tercihine önem verilmeli. Çünkü hangi üniversitede olursak olalım, amacımız okumaksa eğer, eğitim sürecimiz boyunca kendi seçtiğimiz bölümde okumakla zoraki yazdığımız bir bölümde okumak çok farklıdır. Mesela ben İngilizce öğretmenliğini hep istiyordum. Bölümüm kafadan belliydi zaten. Ondan sonra ''hangi üniversitede okumalıyım?'' diye düşünmeye başladım.

Sizinle kendi yazdığım sözlük entrysini paylaşayım, çünkü Çukurova için tavsiyelerim de diğer okullar gibi. http://www.uludagsozluk.com/e/20646997/



Bunlara ek olarak söyleyebileceğim şey şunlar olabilir;

- Eylülde giymek için yanınıza mutlaka yazlık kıyafetler getirin, öyle hemen soğumuyor havalar.

- Kışın yağmurluklarınız ve yağmur botlarınız olsun, sağanaklarıyla meşhur bir şehir burası. Atkıya da çok ihtiyaç duyarsınız, yağmur yağmadığında pis bir ayazı var çünkü. Eğer kışı sert bir yerden geliyorsanız, sorun yaşamazsınız. Ama Akdeniz ikliminden geliyorsanız, akşamı çok soğuk olan bir okula geliyorsunuz, haberiniz olsun.

- Kyk yurtları okulun içinde ama arada mesafe olduğu için otobüse binilir, 50 kuruş alınıyor bildiğim kadarıyla. Onun dışında kampüs içinde ulaşım bedava. Ancak kyk yurdunda kalmayacaksanız, otobüsler için kent kart almanızı tavsiye ederim, içine para doldurursunuz ve diğerlerinden az da olsa daha ucuza seyahat edersiniz.

- Okulda her şey var. Biraz araştırma yaparsanız, siz de görürsünüz. Türkiye'nin en büyük kampüsüne sahip. İçinde dolu kantin, kafe, kitapçı var. Kapalı yarı olimpik yüzme havuzu, tenis kortları, futbol-basketbol ve voleybol sahaları, iki kapalı spor salonu ve konser alanları var. Ve hepsini çok az bir ücret karşılığı kullanabilirsiniz. Mesela yüzme havuzu için başta giriş kartınızı almak adına 17 lira verip 4 yıl boyunca 2 lira vererek girip yüzebilirsiniz. Ücretsiz kullanabileceğiniz kocaman bir kütüphanesi vardır. Kano-Kürek sporları için Kayıkhanesi var. Yemekhane de mevcut. Maalesef diğer şehirlerden daha pahalı, 2.5 liraydı en son. Ama yemekler güzel. Bankalar da vardır. Ziraat, İş bankalarının ve Akbank'ın şubeleri var. Diğerlerinin de atm'si var sanırım. Burslar da dahil çoğu iş Ziraat'ten yapılıyor.

- Öğrenci kimliğinizi kaybetmeyin, ne olursa olsun gazeteye ilan verme zorunluluğu var.

- Ders kayıtları ilk bir hafta boyunca sürer. Direkt gelip sizin yaptırmanız gerek diye biliyorum.

- Çeşitli duyuruları, ders programı vb. şeyleri fakülte binasına asarlar. Takip etmeniz lazım.

- R1 R2 R3 binaları çok meşhurdur. Rektörlük derslikleridir. Eğitim fakültesi öğrencileri genelde o binalarda ders görür. Çok merkezi bir yerdedir; mühendisliklerin amfileriyle ve kafeleriyle, kütüphaneyle aynı yerdedir. Çeşitli gösteriler, eylemler, kutlamalar orada yapılır. Yani dersten çıktığınızda bir eylemle karşılaşırsanız, korkmayın.

- Büyük okul olduğu için çok kalabalık, 45.000 öğrencisi var diye biliyorum. Türkiye'nin her yerinden gelen var, bu yüzden etnik köken olarak da karışıktır. Afrika kökenli öğrencisi çoktur mesela, erasmusla veya diğer değişim programlarıyla gelen dünyanın her yerinden insanla da karşılaşabilirsiniz. Yani hemen ürkmeyin, siz karışmazsanız kimse size karışmaz :)

- Çimlere oturmak çok meşhurdur. Oturmayan çıt kırıldım tayfalara kanmayın, gerçekten eğlencelidir. Özellikle R'lerin orada bahar aylarında oturmak çok yaygındır, görürsünüz.

- Okulun kendi çiftliği var, Balcalı çiftliği diye geçer. Yemekhanenin tavuğu, yoğurdu filan hep oradan gelir. Eylülde geldiğinizde mutlaka dondurmasını da deneyin, asıl kapının girişinde küçük bir kulübede satışı yapılır. Sanırım tavuk, yumurta, süt de satıyorlar.

- Amfisi çoktur, ama her bölümün dersi amfide işlenmez, haberiniz olsun. Ortak dersler büyük sınıflarda işlenir.

- Gitarla, bağlamayla, piyanoyla, şanla, Türk halk müziğiyle, dansla uğraşıyorsanız Kültür Müdürlüğüne uğramayı unutmayın, saatli kulesinden tanırsınız.

- Evde kalacaksanız, Turgut Özal Bulvarı tarafından ev tutmayın. Üniversiteye direkt giden bir tek 154 denen illet bir otobüs hattı var. Saatte 1, veya yarım saatte 1 gelir. Sabah ve akşamları çok dolu olur. Ev tutulacak yerler; Baraj Yolu ve Beyazevlerdir, hastaneler kavşağı da olabilir. Kısacası turuncu Balcalı otobüslerinin geçtiği yerlerden ev tutun.



Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Daha sorularınız varsa, cevaplarım :)

Öğretmenlikte en geniş iş alanına sahip bölümdür. Henüz öğrenciyken açılır öğretmenlik kapılarınız. Çünkü diğer herkesten farklı olarak, dil bilginiz vardır. Özel ders verebilir, çeşitli etüt merkezlerinde ve özellikle dil dershanelerinde çalışabilirsiniz. Kpss'ye girip galip gelirseniz de tabii devlette çalışabilirsiniz :)

Benim en çok şikayet ettiğim eksikliği rock, metal, caz ve blues müzik tarzlarını dinleyebileceğiniz veya icra edebileceğiniz kaliteli barlarının neredeyse hiç olmayışıdır. Elbette gelirseniz, görürsünüz birtakım barların o müzikleri icra ettiğini. Ancak bu genellikle ayın 1-2 günü olabilecek bir durumdur, özellikle caz veya blues yapılabilmesi için birtakım sanatçıların ağırlanması gerekir. Yani eğer siz caz müzik yaparım düşüncesindeyseniz, peçeteyle istekte bulundukları popüler kültür müziğini yapmaktansa evinizde söylemeyi tercih edersiniz benim gibi. Adana, caz ve blues müzik barlarından tamamen yoksun bir şehirdir.

- Adana diğer büyük şehirlere nazaran daha ucuz bir şehir. Burada orta halli bir aile, çocuğunu rahatça okutabilir. Aynı şekilde, ailesi başka şehirlerde olan çocuklar da burada kendilerini zora sokmadan geçinebilir. Ancak bu durum büyük ölçüde kişinin kendisine bağlı.
- Burada kışlar çok sert geçmez, sürekli sağanak yağmurlar yağar. Şikayet edebileceğiniz tek şey ayazı olacaktır. İç Anadolu'dan gelen arkadaşlarımın söylediğine göre, burada kış diye bir şey yok :) Ama ben üşüyorum o ayrı..

- Kocaman bir yarımadanın üzerine kurulu üniversitemiz, fakat maalesef bütün alan değerlendirilemiyor.
- Kampüs girişlerinde kimlikle geçiş sisteminin olmaması çok kötü. Çünkü kimin öğrenci, kimin başka sebeplerle ortalıkta dolandığını bilemiyorsunuz.
- Şehrin en işlek yerlerine giden otobüsler çok fazla ve neredeyse 2-3 dakikada bir geçiyorlar. Ancak şehrin hem elit hem de diğerleri gibi olmasa da işlek kabul edebileceğimiz bir başka kısmına direkt giden otobüs saatte yalnızca 2 kez geçiyor, yani yarım saatte bir. Bu da sabah ve akşam saatlerinde o otobüsü çekilmez kılıyor. (Not: yaz tatillerinde saatte bire düşürdüler)

İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerden ÇÜ'ye gelmeyi düşünen tereddütlü insanların gelince tüm düşüncelerinin değişeceği bir üniversite burası. Öncelikle öğrenciye sağladığı olanakları çok fazla. Bunların başında herkesin ilgisine yönelik çeşitli kulüpler, topluluklar, aktiviteler geliyor; spora ve sporcuya olanakları geliyor; tüm fakültelerin şehirden bağımsız bir yarımada üzerinde enfes bir manzara eşliğinde kocaman bir alana yayılması geliyor... 40 yıllık tecrübeyle harmanlanmış bir okulda, hobilerinizi yapabilmeniz ve yeni uğraşlar edinebilmeniz çok önemli diye düşünüyorum.

Meslek seçimi, insanın kendisini iyi tanımasıyla alakalıdır. Ben kendimi bildim bileli İngilizceyle haşir neşirdim. Henüz Türkçeye dilimin zor döndüğü zamanlarda, İngilizce şarkılar ezberleyip söylemeye çalışırdım. Okul hayatımda da hep başarılı olduğum derslerin başında gelirdi.
Öğretmenlik seçmemin sebebi ise, öğretmenliği çok seviyor oluşumdur. Küçükken evde kendime öğretmen masası ve yazı tahtası hazırlayıp ders anlattığım zamanları hiç unutmam :)

Eğer öğretmen olmak istiyorsanız, nerede okuduğunuzun pek önemi olmuyor denir. Aslında çok önemlidir. Benim ÇÜ'yü tercih etmemdeki başlıca etken Adana'da olmasıdır. Ancak eğitiminin, Türkiye geneli sıralamasının ve yurt dışı bağlantılarının iyi oluşu da elbette gözardı edilemez etkenlerdendir.